Gençlik İksirini Bulsan, Ne Yaparsın?

baloncuk_genclik_iksiri_ali

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ÜTopYa – 151127 C NİS 15: Herhalde gençlik iksirini tesadüfen bulmuş olurum öncelikle. Çünkü laboratuvarda gençlik iksiri üretme çalışmalarına henüz başlamadım.

Bulduğumun farkına varmam için gündelik sıkıntılara kafa takarak 10-20 sene yaşamış olurdum. Sonra?

Sonra yaşlanmadığımı fark edip nedenini araştırırdım. Bunu sadece meraktan yapardım sanırım.

Bu başlık aslında bana The man from Earth | Dünyalı filmini anımsattı. Yaşlanmadan yüzyıllar boyunca yaşamak..

Dünya çok büyük ve hayat dünyanın her yerini keşfetmek için çok kısa. Eğer gençlik iksirim olsaydı sürekli yer değiştirir ve her yeri/herkesi keşfetmeyi amaçlardım. Kendimi bazen çok yalnız hissederdim bu dünyadan giden sevdiklerimi gördüğümde ama bana büyük bir öğretisi olurdu: Gündelik sorunlara daha ılımsal bakış açısı… Kafama takacağım şeyler daha farklı olurdu. Keşiflerim ve heyecanlarım sürekli yer değiştirmemden mütevellit canlılığını korurdu.

Sanırım yazacağım projelerin süreleri bu kadar kısa olmaz ve daha komplike projeler yazabilirdim. Kim bilir Richard Bach’ın The One | Bir romanındaki gibi dünya sisteminde barışın tohumlarını atabilir, meyve vermesi için sürekli sulardım [Bu kısma bir ilave yapmak istiyorum. Dünya sisteminin bu kadar kırdılı, döktülü olmasının nedeni asıl sorun çıkartanların çok kısa süre sonra dünyadan göç etmesi ve arkasında sorundan ve kinden başka bir şey bırakmamasından dolayıdır. Eğer ki sorunu yaratanlara yeterli süre verilse, belki de barışabileceklerdir. Zaman önemli bir faktördür]

Neyse,

Gençlik iksirini bulamasam da içimde canlılığını koruyan yaşam enerjim bana yeterli mutlululuğu verecektir. Buna inanıyorum…

 

Yağmur Bayındır:

Gençlik iksirini internette arayınca:
2 litre limon suyu , 40 diş orta boy soyulmuş ve ezilmiş sarımsak ağzı sıkı kapanan bir kavanoza koyup üzeri koyu renkli kağıt ve bezle kapatılır. normal oda sıcaklığında 25 gün boyunca her gün çalkalanarak saklanır. Sarımsaklar iyice eriyince 25 günün sonunda kavanozu açıp her sabah aç karnına yarım veya içilebiliyorsa bir çay bardağı içilir. Kavanoz bitene kadar içilecek, kapağı hep kapalı olacak, içine asla su, şeker vb. karıştırılmayacak. Bu karışımı içtikten sonra en az yarım saat bir şey yiyip içilmeyecek… Yarım saat geçtikten sonra kahvaltı yapılacak. Mümkünse her sabah aynı saatlerde içilecek.
Şeklinde karşıma çıkan tarif ne kadar işe yarar bilmiyorum ama eninde sonunda bu eni de sonu da göreceğimizi biliyorum.
Olur da biraz hayal dünyasına dalarsak; hep genç kalacağım bir gençlik iksirini bulsam neyi değiştirirdim diye düşünüyorum. Bir kere onu çevremdekilerle paylaşırdım ki benim de genç kalmamın bir anlamı olsun. Sonra sanırım en iyi üniversiteye girmek için ter dökmez, en iyi işlerde çalışmak için stres yapmazdım ve her şeyin en iyisi sıfatı bu kadar çekici gelmezdi. Çünkü her şeyin en iyisi için tek atışlık şansım olmazdı. İstediklerimi her zaman yapabilirim. İlgi duyduğum her alanda okur, çalışır, zamanım yok diye geçiştirdiğim şeyleri herhangi başka bir zamanda yapabilirim. Rahatlık, huzur, daha az yoğunluk, daha çok mutluluk… Düşünmesi bile rahatlatıyor. E tabi bunları şimdi de yapamaz mıyız, tabi yaparız ama nasıl yapacağımızı keşfetmemiz gerekiyor önce.
Peki, böyle nereye kadar diyor insan. Hayat hiç sıkıcı gelmeyecek mi, maceralar tükenmeyecek mi? Amaçta o ya, gençlik iksirinin enerjisi hep benimle olacak.